Header Ads

Evrenin Karanlık Sokaklarını Aydınlatan Kozmik Lambalar

 

  Sıcak bir yaz akşamında bir deniz kıyısında ya da bir göl kenarında sevgilinize sarılarak gökyüzüne bakarsınız gözlerinizin görebildiği kadar yüzlerce yıldızın altında tek bir dileğiniz olur. Ancak yıldızlar sadece romantik gecelerimizi aydınlatan kozmik lambalar değildir. Yıldızlar ışık ve enerji üreten devasa kozmik lambalardır. Evimize en yakın yıldız Güneş'tir. Yani hayatı ve var olmamızı sağlayan en yakın dostumuzdur. Yeryüzünde yaşayan tün canlıların ve insanlığın ışık ve enerji kaynağı olan devasa bir kozmik lambadır aslında Güneş..! Ancak bu dostluk sizi yanıltmasın çünkü bu dostluk yaklaşık 150 milyon kilometre mesafede olmalıdır. Eğer ona çok fazla yaklaşırsanız çok fazla terlersiniz ve sonunda yok olmanız kaçınılmaz bir sondur. Eğer ondan çok fazla uzaklaşırsanız o zamanda kesinlikle donarsınız. Elbette bu yer yüzünde hissettiğimiz sıcaklık ve soğuktan çok farklı bir deneyim olacaktır. Aslında bu yaşamak istemediğiniz bir deneyim olacağına emin olabilirsiniz. Güneşle dostluk kurabileceğimiz en güvenli mesafe 150 milyon kilometredir. Bilim insanlarının söylediği gibi Dünya ve Güneş arasındaki uzaklık yaşanabilir bölge olarak tanımlanır. Yani ne az ne de fazla tam olması gerektiği gibi! Ancak Güneşle olan dostluğumuz çok uzun sürmeyecek, yaklaşık olarak 2 veya 3 milyar yıl sürecek olan bir dostluğumuz kaldığı söylenebilir. Elbette bu süre evren ölçeğinde bakıldığında kısa bir zaman dilimi olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor. Güneşin yakıtı eninde sonunda bitecek. Yani, Güneşin çekirdeğindeki hidrojen tamamen bittiğinde helyum yakmaya başlayacak. ve o gün geldiğinde Güneş bugünkü boyutundan 100 kat daha fazla genişleyerek aynı zamanda 500 kat daha fazla enerji üretecek bunun anlamı ise Güneş kreminin ve büyük bir şapkanın pek bir anlamı olmayacağı gerçeğidir. Güneş kırmızı deve dönüştükten sonra Güneş sisteminde bulunan iç gezegenler sırasıyla Merkür, Venüs ve Dünya için sonun başlangıcı olacak. Eğer bu zaman diliminde insanlık varlığını sürdürürse bu insanlık için çok dramatik bir son olacağı görülüyor. Sonunda yıldız yakıtını tamamen tükettiğinde ise yıldız kendi içine çökerek yaklaşık olarak dünya boyutunda sönük bir yıldız olacak yani beyaz cüce haline dönüşecek. Yıldızlarda tıpkı insanlar gibi doğarlar, yaşarlar ve ölürler. Samanyolu galaksisinde bilinen 200 milyar yıldızdan sadece biri olan Güneş, yani yıldızımız orta büyüklükte bir yıldız olmakla birlikte yaklaşık 10 milyar yıl ömrü bulunmaktadır. Eğer bir yıldızın kütlesi ne kadar büyük olursa ömürleri de o kadar kısa olur. Aynı zamanda kütlesi Güneşten küçük olan yıldızların ömürleri de çok uzun olmaktadır. Bunun nedeni ise, kütlesi küçük olan yıldızlar yakıtlarını çok yavaş bir şekilde tüketirler. Devasa kütleye sahip yıldızlar ise yakıtlarını daha hızlı tüketeceği için ömürleri daha kısa olur. Sonunda her yıldız yakıtı bitirdikten sonra ölür. Aslında yıldızların yakıtı bittiğinde kütlelerine bağlı olarak üç farklı evreye girerler. Güneş gibi orta büyüklükteki yıldızların yakıtı bittikten sonra beyaz cüceye dönüşürler. Güneşten 10 ile 100 katı büyüklükte kütleye sahip yıldızların ölümleri bambaşka bir hikayenin konusudur aslında, bu yıldızlar ya nötron yıldızlarına dönüşürler ya da bir kara deliğe dönüşürler. Yani, bu cisim her şeyi yutan devasa bir elektrikli süpürge de denilebilir.Peki, Güneş nasıl enerji üretir. Güneşin çekirdeğinde gerçekleşen sıra dışı bir durum söz konusudur. Yıldızın çekirdeğindeki sıcaklık tam anlamıyla cehennem sıcaklığı olarak betimlenen çok yüksek derecede bir ısıdır. Yıldızın çekirdeğindeki yüksek basınç ve sıcaklık hidrojen atomları birbirleri ile etklieşime girerek helyum atomlarına dönüşmesiyle bir enerji ortaya çıkar. Buna da nükleer füzyon denilmektedir. Güneşin çekirdeğindeki ısı 15 milyon derece Celsius, basınç ise Dünya’da deniz seviyesindeki hava basıncının 340 milyar katı olduğu bilinmektedir. Uzayın her yönüne dağılan bu enerji Dünya’ya yaklaşık 8 dakikada ulaşan bu enerji ışık ve ısıdır. Basit bir dilde söylemek gerekirse, eğer dostumuz Güneş olmasaydı Dünya’da asla yaşam başlamayacaktı. Aynı zamanda yazının başında söz ettğim gibi, romantik gecelerimizi aydınlatan yıldızları gözlemlerken sevgilimizin ellini tuttuğumuz sırada gökyüzünde bir yıldız kaydığı görülür ve kalplerde ortak bir dilek tutulur. Ancak üzgünüm…! Aslında yıldız kayması diye bir durum söz konusu değildir. Bu durum Güneş sisteminde başı boş dolaşan serseri meteorlardan kopan küçük parçalar yani meteoritlerdir. Meteoritler çoğunlukla 1 milimetre civarında olmalarına rağmen enerjileri sıra dışıdır. Dünya’nın çekim gücüne kapılan bu küçük gök taşları Dünya’nın atmosferine yaklaşık saatte 200 bin kilometre hızla çarparlar ve sürtünmeden meydana gelen ısıdan dolayı yanarak ışık saçmalarına ve parlamalara neden olurken bu illüzyondan habersiz olan romantik çiftler ise kalplerinde taşıdıkları dilekle gecenin keyfini çıkarırlar.
 

Arka Bahçemizi Aydınlatan Dev Kozmik Lambalar: Devasa Yıldızlar
Bilim insanları tarafından yapılan araştırmalara ve gözlemlere göre Evrende yaklaşık 100 milyar galaksinin olduğunu, aynı zamanda her galakside ise ortalama 200 milyar yıldız olduğu söyleniyor. Evrende o kadar çok yıldız var ki Dünya’daki tüm kumsallarında bulunan kum tanesinden bile daha fazla yıldız olduğunu bilim insanların yaptıkları araştırmalar sonucunda ortaya çıkıyor. Bilim insanlarının yaptıkları hesaba göre Gökyüzünde 10 sekstrilyon yıldız bulunuyor. Yani, 1 rakamının yanına 22 tane sıfırı koyduktan sonra bu rakamı okumaya çalışın elbette bunu başarabilirseniz. Pekala, Dünya’da ne kadar kum tanesi olduğunu merak ettiğinizi biliyorum. Dünya’daki kumsallarda ise 4 Sekstrilyon'dan az kum tanesi bulunuyor. Ancak Evrendeki bütün yıldızlar ve bütün maddeler yani her şey evrenin sadece % 4’ünü oluşturuyor. % 26’sı karanlık madde, % 70’i ise karanlık enerjiden oluşmaktadır. Ancak Karanlık madde ve karanlık enerji hakkında çok az şey biliyoruz. Karanlık madde astrofizikte elektromanyetik dalgalarla etkileşime girmeyen, sadece diğer maddeler üzerinde kütleçekilmesi etkisiyle belirlenebilen madde olduğu söylenmektedir. Yıldızları bir arada tutan bir tutkal gibi olduğunu söylemek yanlış bir ifade olmaz. Karanlık enerji ise astrofizikte evrenin sürekli ve hızı artarak genişlettiğini aynı zamanda galaksileri birbirinden uzaklaştırdığını varsayılan bir enerji olduğu söylemektedir. Evrenin büyüklüğünü zihinlerde canlandırıldığında yıldızların yani kozmik devasa lambalarının sadece arka bahçemizi ve sokaklarımızı aydınlatabildiğini anlıyoruz. Tıpkı ateş böceklerinin yer yüzüzünü aydınlatması gibi….! 
    Gökbiliminde kullanılan uzunluk birimi ışık yılıdır. Çünkü evrenin büyüklüğü düşünüldüğünde uzunluk birimi kilometre ile ölçüm yapmak oldukça anlamsız kalıyor. Uzay boşluğunda ışığın hızı saniyede yaklaşık 300,000 kilometredir. Işık 1 dakikada ( 60 saniye )18.000.000 kilometre, 1 saatte 1.080.000.000 kilometre, 1 günde ( 24 saat ) 25.920.000.000 kilometre ve 1 yılda ise ( 365 gün ) 9.460.800.000.000 kilometre hızda hareket eder. Aynı zamanda Güneş ie Dünya arasındaki mesafe 150 milyon kilometredir. Güneşten gelen ışık Dünyaya yaklaşık 8 dakikada ulaşır. Bunun anlamı ise Güeş'e baktığımz da biz Güneşin yaklaşık 8 dakika önceki halini görürüz. Örneğin, Güneş bir anda yok olsa biz Güneşin yok olduğunu yaklaşık 8 dakika sonra haberimiz olurdu. Bu nedenle güzel bir yaz akşamında gökyüzünde ki yıldızlara baktığımız da sanki tarihin tozlu sayfalarında bulunan metinleri görürüz. Yani gözlerimizin görebildiği kadarıyla gece karanlığında parlak yıldızların geçmişteki hallerini ya da geriye bıraktığı izlerini görürüz. Tıpkı karda bırakılan ayak izleri gibi..!

Sirius Yıldızı ( Akyıldız )

Sirius ya da Ak yıldız ile tanışma vakti, gökyüzüne baktığımızda gözlerimizin görebildiği en parlak yıldızdır. Aynı zamanda Sirius 200 ya da 300 milyon yaşında olduğu tespit edilmesiyle birlikte Sirius Dünya’ya olan uzaklığı yaklaşık 8,6 ışık yılıdır. Yarı çapı ise 1,2 milyon kilometre kadardır. Sirius büyük köpek takımyıldızında yer alan çift yıldızdır. Aynı zamanda Sirius kütlesi bakımından Güneşin iki katı büyüklüğünde bir yıldız olmasının yanı sıra Güneşten 23 kat daha parlak beyaz bir yıldızdır. Sirius çift yıldız sisteminde diğeri yıldızdan daha büyük olan yıldız Sirius-A’dır. Gökyüzüne çıplak gözle baktığımızda Sirius tek bir yıldız gibi görülmektedir. Ancak türlerine göre yapılan yıldız sınıflandırma sistemde A1V sınıfında bulunan Sirius-A ile DA2 sınıfına giren ve Sirius-B olarak adlandırılan bir beyaz cüceden oluşan bir çift yıldızdır. Aynı zamanda Sirius görünebilir kadiri bakımından kendisine en yakın Canopus’dan iki kat daha parlak bir yıldızdır. Sanki gökyüzündeki yakın komşumuz Sirius, arka bahçemizin girişinde olan küçük beyaz tahta kapının ardındaki sokakta geceleri yürüdüğümüz yolları aydınlatan devasa bir sokak lambası gibidir. Sirius yer aldığı köpek takımyıldızındaki önemli bir rollü olduğundan dolayı bazı geleneklerde, mitolojide ve folklorik öykülere konu olmuştur. Sirius-A’nın Helyak doğuşu Antik Mısırda Nil nehrinin taşmalarını, Antik Yunanda köpek günlerinin yani kavurucu sıcak günlerinin başlangıcını, Polinezya da kara kışın geldiğini haber verdiğine inanılmaktadır. Pasifik okyanusunda ise gemicilere önemli bir işaret kaynağı olarak gösterilir. Sirius birçok uygarlıklara ait en eski astronomik kayıtlarda adı geçmektedir. Antik Mısırda Spodet, Gerekçe ’ye uyarlanmış hali ise Sothis’dir. Yıldızın Gerekçe’deki adı Seirios olarak bilinir. Aynı zamanda Antik Mısırda, Orta Krallık döneminde Mısırlılar takvimlerini Sirius yıldızının Helyak doğuşuna göre düzenledikleri bilinmektedir. Bu takvime göre alınan gün ise Sirius yıldızının doğuşunun Güneş ışığından yeterince uzaklaşmış olmasından dolayı Güneşin doğuşundan hemen önce açıkça görülür hale geldiği gündür. Öte yandan başka bir deyişle söylemek gerekirse, Sirius yıldızın Eski Mısır göklerinde 70 günlük yokluğunun ardından belirlendiği gündü. Aynı zamanda Nil nehrinin her yılki taşmasından hemen öncesine ve yaz gündönümüne denk gelmektedir. Birçok eski Mısır tapınağının iç odaları Sirius yıldızını görebilecek şekilde inşa edilmiştir. Keops piramidi’nin kraliçe odasının duvarında açılan bir kanal sadece Sirius yıldızını görmek üzere yapılmıştır. Eski Yunanlılar ise Sirius yıldızının kaybolduğu dönemden sonra tekrar gökyüzünde görülmesinin yazın çok sıcak geçeceğine ve kuraklık yaşanacağını işaret ettiğine inanılırdı. Aynı zamanda bu olgunun canlılar üzerinde olumsuz yönde bir etkisi olduğunu düşüyorlardı. Bitkileri solduran erkekleri güçleştirirken kadınları ise tahrik eden bir takım etkileri olduğunu düşünerek endişeleniyorlardı. Gökyüzündeki görülür kadiri bakımından ikinci en parlak yıldız Canopus'tur. Ancak Sirius yıldızı Canopus’dan iki kat oranla daha parlak bir yıldız olmasına rağmen Dünyamızın uydusu Ay, Jupiter ve Vünüs gezegenleri kadar parlak görünmemektedir. Aynı zamanda Merkür ve Mars gezegenleri bazen Sirius yıldızından daha parlak görünürler. Sirius yıldızı Dünyaya en yakın yedinci yıldız olmasının dışında yeryüzünden hemen hemen her bölgesinden gözlemlenebilmektedir. Yerkürenin sadece İzlanda ve Grönland’ın bazı bölgelerinde gözlemlenmesi oldukça zordur. Çünkü kuzey kutbuna yakın en kuzeyindeki yerleşim bölgelerinden 73 dereceden sonra görülmesinin neredeyse imkansız hale geliyor olmasıdır. Aynı zamanda bazı kuzey şehirlerinde görülmeye başlandıktan sonra daha yukarı çıkmaz. St Petersburg’da ufkun üzerinde sadece 13 dereceye ulaşmaktadır. Kuzey yarımküreden en iyi gözlemlendiği dönem ise kış aylarıdır.
Kutsal Metinlerde Geçen Sirius Yıldızı
    Yeryüzünde yaşamış birçok uyarlıklar içn Sirius yıldızı en kutsal yıldız olarak görülmüştür. Aynı zamanda Sirius müslümanların inandıkları kutsal kitap Kuran’ı Kerim’in metinlerinde geçen bu yıldız hakkında bir sure bulunmaktadır.
Sirius köpek takımyıldızında bulunan Sirius-A ve Sirius-B’den oluşan çift sistemli bir yıldızdır. İki yıldızın birbirleri çevresinde dönmektedir. Ancak her iki yıldız aynı zamanda belli bir yöne doğru hareket halinde oldukları için Sirius yıldızı, kağıt üzerinde çizildiği zaman hemen hemen bütün isimlerdeki iki ortak harf olan ‘’s’’ ve ‘’i’’yi andırırcasına bir eksen üzerinde ‘’s’’ benzemektedir. Yıldızların çizdiği yörünge Sirius-A ve B böylece, biri küçük diğeri basık halkaların sırayla birbirini izlemesinden oluşan bir zinciri anımsatırcasına çift yaylar çizerler. Dolanma süresi ise bazı astronomlarca 49,9 yıl olarak hesaplandığı bilinmektedir.Sirius Arapça adıyla Şi’ra-yı Yemeni veya kısaca Şi’ra diye bilinmektedir. Kuran’ı Kerim’de adı geçen tek yıldız olmasıyla birlikte kendisinden Necm (Arapçadki anlamı yıldızdır) suresinden söz edilir. ‘’ Şüphesiz (cahilliyete tapınılan) Şi’ra yıldızının Rabbi de O’dur. ‘’ (55/49) İlginç bir şekilde Sirius yıldızı Kura’n’ı Kerim’de geçen 49’uncu ayetinde söz edilmesi ve aynı surüenin 9’uncu ayetinde iki yıldızın yörüngelerin ima edercesine ‘’iki yay’’ ifadesinin geçmektedir. Aynı zamanda her iki ayetin sayıları yani 49 ve 9 yan yana getirildiğinde ise söz konusu yıldızların bazı astronomlar tarfından ileri sürülmüş dolanım sürelerinin 49,9 yıl sayısının oluştuğu görülmektedir. Ancak dolanım sürelerinin 49,9 yıl olmadığı nı daha çok veya daha az olduğunu ileri süren astronomlar da bulunmakadır.
Turuncu Dev Yıldız Pollux

Turuncu dev yıldız Pollux İkizler takımyıldızında yer almaktadır. Turuncu devin yarı çapı 5,6 milyon kilometredir. Dünya’dan yaklaşık 34 ışık yılı uzaklıkta bulunan Pollux yıldızı Günüşle kıyaslandığında dev bir yıldızdır. Güneş Pollux yıldızının yanında cüce bir yıldız gibi görülmektedir. Ancak Pollux diğer yıldızlarla kıyaslandığında ise oldukça küçük bir yıldızdır. Pollux yıldızı inanılmaz derecede çok parlak bir yıldızdır. Aynı zamanda komşusu Castor’dan daha parlak bir yıldız olmasının dışında İkizler takımyıldızının en parlak ve göz alıcı yıldızı turuncu dev Pollux olduğunu söylemek abartılı bir ifade olmaz. Aynı zamanda Samanyolu galaksinin içinde Güneşe göre 31 kilometre/saniyelik bir hızla hareket etmektedir. Galaksinin merkezine uzaklığı ise 24.100 ile 36.400 ışık yılı olduğu düşünülmektedir. Pollux yıldızının yörüngesinde bir gezegen olduğu şüphesi doğrulandıktan sonra 16 Haziran 2006 tarihinde Güneş dışı bir gezegenin varlığı tespit edildi. Pollux B’nin Güneş sistemin en büyük gezegeni olan gaz devi Jüpiter’den en az 2,3 kat daha fazla kütleye sahip olduğunu astronomlar tarafından hesaplanmıştır. Gezegen Pollux yıldızının yörüngesinde 590 günlük bir sürede dönmektedir. 
Arcturus Yıldızı
Arcturus çoban takımyıldızında yer alan galaksinin dev yıldızlarından biridir. Öte yandan Arcturus Çoban takımyıldızının alfa yıldızı olup, Dünya’dan yaklaşık 37 ışık yılı uzaklıkta bulunmasının dışında görünülür kadiri 0,04’tür. Arcturus Sirius ve Canopus’tan sonra Samanyolu galaksisinin en parlak üçüncü yıldızıdır. Turuncu dev Arcuturus yaklaşık 7 milyar yıl yaşında olduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda Arcturus 17,8 milyon yarı çapa sahip dev yıldız Güneş’ten tam olarak 20 kat daha büyük bir yıldızdır. Güneşten 180 kat daha fazla enerji açığa çıkarır. Bunun anlamı ise inanılmaz bir enerji demektir. Eğer Güneşinin yerinde Arcturus yıldızı olsaydı çıtır çıtır yanarak kül olurduk. Yani Dünyada yaşamdan söz etmek imkasız hale gelirdi. 

Kırmızı Dev Aldebaran Yıldızı

Aldebaran yıldızı Boğa takımyıldızında yer alan Dünya’dan yaklaşık 65 ışık yılı uzaklıkta bulunan kırmızı dev bir yıldızdır. Aldebaran yıldızı 30,7 milyon kilometre yarı çapındadır. Yani Güneşten 44 kat daha büyük bir yıldızdır. Boğa takım yıldızının en parkak yıldızı olan Aldebaran görünülür kadiri 0,87’dir. Geceleyin göğe baktığımızda gözlerimizin görebildiği en parlak yıldızlardan biri Aldebaran’dır. Aynı zamanda Hyades ya da Boğa kümesi olarak bilinen ve Boğa takımyıldızı yönünde bulunan bir açık yıldız kümesidir. Bu açık yıldız kümesi Güneş sistemine en yakın açık küme olmasının dışında en iyi gözlem yapılmış yıldız kümesi olma özelliği taşımaktadır. Hyades 151 ışık yılı uzaklıkta olan takımyıldızı içinde yer alan kırmızı dev Aldebaran yıldızı V şeklini oluşturmaktadır. Aynı zamanda Aldebaran Arapça takip eden ya da izleyen anlamına gelir. Aldebaran yıldızının çekirdeğindeki hdrojen yakıtı tamamen bitmiş ve hdrojen füzyonu ise tamamen durmuştur. Ancak helyun füzyonu için yeterli derecede sıcak olmamasına rağmen Aldebaran yıldızının çekirdeğindeki sıcaklığı kütleçekimi basıncı sebebiyle artarak yıldızın çapı Güneş’in çapından 44,2 katı oranında artmıştır. Bunu anlam ise 61 milyon kilometre demektir. Hipparcos uydusunun yapmış olduğu ölçümde yıldızın Dünya’ya olan uzaklığı 65,1 ışık yılıdır. Aynı zamanda Aldebaran yıldızı Güneş’ten 425 kat daha fazla aydınlatma gücüne sahip olduğu düşünülmektedir. Aldebaran düzensiz ve değişen bir yıldız olmasının yanı sıra yıldızın parlaklığı ve belirgin bir yıldız deseni ile birlikte uzaysal ilişkisi geceleyin gökyüzünde bulunması oldukça kolay yıldızlardan biri olmasıdır.


Ay tarafından örtülecek kadar tutulum düzlemine yakın olan Aldebaran yıldızı, Ay’ın yükselen düğümü sonbahar ekinoksuna yakın olduğu zaman böyle bir örtülme söz konusu olmaktadır. Böyle büyüleyici bir gök olayı 2015 yılında meydana gelmişti. Sanki bu ilginç gök olayı, Haziran aylarında uzaklarda bir yerlerde iki aşık sevgilinin birbirleriyle özlem dolu kucaklaşmasıydı. Tıpkı Ay’ın Güneş’e kavuşması gibi…! 

Rigel Yıldızı

Orion takımyıldızında yer alan Rigel yıldızı Dünya’dan yaklaşık 860 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır. Aynı zamanda Orion takımyıldızının en parlak yıldızı olmasının yanı sıra kuzey kutbunda kışın Sirius yıldızından sonra gökyüzünde görülen en parlak ikinci yıldızıdir. Göğün en göz alıcı yıldızlarından biri olan Rigel’in yarı çapı 54,2 milyon kilometredir. Güneş’ten tam olarak 78 kat daha büyük bir yıldızdır. Aynı zamanda Güneş’ten 50.000 kat daha fazla ışılım yapmaktadır. Arapça ayak anlamı olan Rigel yıldızı büyük avcı dikdörtgeninin alt sağ köşesindeki parlak mavi beyaz görülmektedir. Büyük avcının ayak bileğini oluşturmaktadır. Işıması son derece güçlüüdür. Aynı zamanda çok sıcak ve genç bir yıldızdır. Yıldızın dış tabakalarındaki sıcaklık oranı Güeneş’ten üç kat daha fazladır. Rigel yıldızının yaydığı ışık ise mavi renk ağırlıklı bir görünüme sahiptir. 
 
Antares Yıldızı

Akrep takımyıldızında yer alan Antares yıldızı yaklaşık 12 milyon yıl yaşındadır. Kırmızı dev yıldız Dünya’dan yaklaşık olarak 604 ışık yılı uzaklıktadır. Aynı zamanda Antares ikili bir yıldızdır. Antares yıldızının yarıçapı ise 473.080.000 kilometredir. Yani Güneş’ten tam olarak 850 kat daha büyük bir yıldızdır. Samanyolu galaksinde yer alan en parlak kırmızı renkteki yıldızlardan biri Antares'tir. Kadim zamanlarda yani eski uygarlıklar tarafından Antares yıldızı Mars gezegeni ile karıştırılırmıştır. Kırmızı devin adı bu karışıklığı yansıtmaktadır. ‘’ Anti-Ares’’, ‘’Anti-Mars’’ yani Mars gezegeni karşıtıdır. Aynı zamanda Helence bir sözcük olan Ares, Latince deki adı Mars olan savaş tanrısının diğer adını taşımaktadır. Gök adanın en parlak 15’inci yıldızı Antares’tir. Fakat yıldızın ışıması yarı-düzenli olmasından dolayı parlaklığı yıl içinde az da olsa değişmektedir. Antares yıldızının Dünya’dan 604 ışık yılı uzaklığında olduğunu düşünüldüğünde oldukça parlak bir yıldız olduğunu söylemek abartılı bir ifade olmazdı. Antares Güneş’e göre 10.000 kat daha parlak bir yıldız olmasına rağmen Antares soğuk bir yıldızdır. Ancak yıldızın yaydığı ışığın büyük bölümü kızıl ötesidir. Aynı zamanda yıldızın yüzey sıcaklığı 3600 Kelvin derecedir. Yıldızın yaydığı gözle görülemeyen kızıl ötesi ışığı düşünüldüğünde Antares yıldızının Güneş’ten yaklaşık olarak 60.000 kat daha fazla parlak olduğu aynı zamanda yani 60.000 kat daha fazla ışıması söz konusudur. Antares düşük sıcaklığı ve yüksek parlaklığı nedeniyle dev bir yıldız olduğu gerçeğini söylemek abartılı bir kavram olmazdı. Antares yıldızının çapının yaklaşık üç astronomik birim olduğu hesaplanmıştır. Yani bir astronomik birim Güneş’in merkez ile Dünya’nın merkezi arasındaki uzaklık yaklaşık olarak 150 milyon kilometredir. Antares o kadar büyük bir yıldız ki, yıldızın yuvarlığı gökbilimceler tarafından kolay bir şekilde tespit edilmiştir. Yıldızın çapı 3.8 astronomik birim olarak ölçülmüştür. Yani bunun anlamı ise Jüpiter gezegenin yörünge çapının yaklaşık dörtte üçünü oluşturur. Başka bir ifade ile söylemek gerekirse, Eğer Antares yıldızı Güneş’in yerinde olsaydı, yıldızın yuvarlağının kenarı Dünya’yı da içine alarak Jüpiter gezegenin yörünge çapının 3/4’üne kadar gelirdi. Antares yıldızı, bir gaz bulutu ile örtülmüş ve kızgın rüzgârlar içinde yavaş yavaş buharlaşarak inanılmaz bir parlaklıkla ışımaktadır. Aynı zamanda ikili yıldız sisteminde Antares’in gaz bulutunun içinden görülen yoldaş sıcak mavi yıldız Antares-B’nin ondan sadece 3 açı saniye uzaklıkta olup, 5,5 büyüklüğünde bir yıldızdır. İki yıldız arasındaki uzaklık 550 astronomik birim olmakla birlikte iki yıldızın birbirleri çevresindeki dolanımı 2.500 yılda tamamlanmaktadır. Astronomlar tarafından Antares yıldızının kütlesinin Güneş’in kütlesinin 15 il3 18 katı arasında olduğu hesaplanmıştır. Öte yandan astronomların yaptıkları ölçüler göre yıldızın çok fazla ömrünün kalmadığını sanılmaktadır. Aynı zamanda yaklaşık 1 milyon yıl içinde yıldızın yakıtı biteceğini ve kendi içine çökerek bir süpernova olarak patlayacağı düşünülmektedir. Ancak bu patlamanın her an olabileceği anlamını taşımaktadır.

Devasa Yıldız Betelgeus
http://

Betelgeuse yıldızının Arapça’daki adı El-Cevze’dir. Eski Arap mitolojisinde gizemli kadın anlamını teşırken Batılılar için Betelgeuse yıldızı, Helen mitolojisindeki Avcı Orion’un yukarı uzanan sağ kolunun omuz başına almaktadır. Kırmızı dev Betelgeuse yaklaşık 820 milyon kilometre yarıçapa sahip olan yıldız Samanyolu galaksisinde yer almaktadır. Güneş Betelgeuse yıldızın yanında küçük bir nokta gibi görülmektedir. Yani Betelgeuse Güneş ile kıyaslandığında gerçekten de dev bir yıldızdır. Devasa yıldızın Dünya’dan uzaklığı 720 ışık yılıdır. Yarıçapı ise yaklaşık olarak 2,8 astronomik birimdir. Yani Güneş’in çapının 600 katıdır. Kırmızı devasa yıldız Betelgeuse, o kadar büyük yıldızdır ki, eğer Güneş’in yerinde Betelgeuse yıldızı olsaydı. Betelgeuse yıldızın dış atmosferi Jüpiter gezegenin yörüngesine kadar olan her şeyi içine alırdı. Yani Güneş sisteminin iç gezegenleri olan Merkür, Venüs, Dünya ve Mars’ı yutardı. Aynı zamanda Rigel yıldızından sonra Avcı takımyıldızı’nın en parlak ikinci yıldızı olma özelliğini taşır. Takımyıldızın ortasında bulunan Avcı Orion kuşağını oluşturan üç parlak mavi yıldız yer almaktadır. Bunlar Alnitak, Alnilam ve Mintaka’dır. Ayrıca Betelgeuse yıldızı göğün en parlak iki kırmızı devinden bir tanesidir. Diğeri ise Antares yıldızıdır. Betelgeuse yıldızı büyüklüğü birinci derecede olup, gökyüzünün en parlak 11’inci yıldızıdır. Kırmızı dev yıldızın ortalama sıcaklığı 3600 Kelvin derecedir. Yıldızın ışıması ise yarı-düzenli olduğu için büyüklüğü periyodik olarak 0,2 ile 1,5 arasında değişmektedir. Gökbiliminde kural olarak bir yıldızın çapı 100 katından fazla ise dev yıldız sayılmaktadır. Genellikle Güneş’in yüzey sıcaklığının yarısı kadar olan kırmızı dev yıldızlar kendilerine kırmızı rengi veren ve yüksek parlaklığı sağlayan yüzey sıcaklığının düşük oluşundan anlaşılmaktadır. Aynı zamanda kırmızı dev yıldızlar büyüklüklerine rağmen oldukça hafif olmaktadırlar. Betelgeuse yıldızının kütlesi Güneş’in kütlesinin sadece 15 katı kadardır. Yani Betelgeuse yıldızının yoğunluğu Güneş’e göre son derece azdır. Betelgeuse hidrojen yakıtını tüketmek üzere olan bir yıldızdır. Aynı zamanda yapılan gözlemler sonucunda yıldızın çekirdeği büzülerek yoğunlaşmıştır. Dış kısımları ise kabarmıştır. Betelgeuse büyük olasılıkla çekirdeğindeki helyumu karbon ve oksijene dönüştürüyor olması olası bir sonuçtur. Kuramsal olarak bakıldığında, Betelgeuse yıldızının başlangıçtaki inanılmaz kütlesini, şuan ki Güneş’in 12 ile 17 katı arasındaki bir değere düştüğü söylenebilir. Bu nedenle çekirdeğindeki elementlerin neon, magnezyum, sodyum, silikon ve elbette son durak olan demire dönüştüğü anlamına gelmektedir. Sonuç olarak Betelgeuse yıldızı yakıtını tamamen tükettiği zaman kendi üzerine çöktükten sonra bir süpernova olarak patlayacaktır. Ardından oldukça küçük ve yoğun bir nötron yıldızına dönüşeceğine düşünmek olası bir sonuç olarak görülmektedir. Ancak hatırlatmak gerekirse, Nötron yıldızları o kadar çok yoğun olurlar ki, eğer yıldızdan sadece bir çay kaşığı kadar nötron alınabilseydi çay kaşığının ağırlığı yaklaşık 100 milyar ton kadar olacaktır. Betelgeuse yıldızı süpernova patlaması yaşandığı sırada yeryüzünden dolunay kadar parlak görünecektir. Aynı zamanda süpernova ile patlayan yıldızın gündüzleri gökyüzünde kolaylıkla görüleceği gibi geceleri ise nesnelerin gölge vermesi gibi parlak olacağı söylenebilir. Astronomlara göre Betelgeuse yıldızı her an süpernova olarak patlayabileceği görüşündeler. Ancak bu inanılmaz kozmik olayı hangi neslin görebileceğini kestirmek oldukça zor görünüyor. 
    Samanyolu galaksisinde gözlemlenmiş bazı dev yıldızları dile getirdim. Elbette evrende milyarlarca galaksi ve trilyonlarca yıldız var. Bu yıldızların büyüklüklerini hayal etmek oldukça zor görünüyor. Çünkü günümüzde yapılan birçok keşfe rağmen insanlık olarak evren hakkında çok az şey biliyoruz.

Süpernova patlaması; Görselde görüldüğü gibi bir yıldızın sonu,

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.