Her Yıl Kalplerde Hissedilen Unutulmaz Üzüntü: Saat 09:05 Geçiyor

 

 Her yıl olduğu gibi bugün takvim Her yıl olduğu gibi bugün takvim yaprakları tekrar 10 Kasımı gösteriyor Evet, bugün üzüntülü bir gün aynı zamanda bu satırları yazdığım sıralarda saat sabahın 05.00’ni gösteriyor. Yakın bir zamanda diliminde kaçınılmaz olan o zaman dilimi geliyor olacak ve saatler 09:05’i gösterdiğinde kalplerimizde hissedilen üzüntü ile birlikte sevgi ve saygıyla anıyor olacağız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü…! Evet, Biliyorum ki, yalnız değilim milyonlarca kişinin kalplerinde hissettiği duygular ve üzüntüler tek bir kalpte birleşerek sevgimizi, saygımızı ve üzüntümüzü paylaşıyor olacağız saat 09:05 geçe..! Atatürk’ü özlüyorum Elbette biz onunla aynı dönemde yaşamadık. Aynı zamanda onu şahsen görmedik. Ancak yüzyıllarca çağ geçse de onun fikir ve düşüncelerini yaşatıyor olursak ve Atatürk’ü daima tanıyor olacağız. Tıpkı en yakın dostumuzu tanıdığımız gibi..! 

10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yuman son yüzyılın unutulmaz lideri özgür ve güçlü iradeye sahip bir bireyin mücadelesinin sonunda bize bağımsızlığı ve Cumhuriyeti armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü tüm kalbimle sevgi ve saygıyla anıyorum. 
ATATÜRK’ÜN KÖTÜ ÇOCUKLARI
    Günümüz Türkiye’sinde popüler olarak söylenen Atatürk’ün çocuklarıyız veya Mustafa Kemal’in askerleriyiz gibi sözlerinin bir deyim haline gelmesinin dışında monarşi yönetim anlayışına karşı verilen bir tepkidir aslında bu sözler…! Aynı zamanda Atatürk’ün fikir ve düşüncelerine sahip çıkılması ve kaybedilen özgürlüğün mücadelesini veren halkın direnişini gösteren gösterişli kelimelerden oluşan cümlelerdir bu sözler…! Elbette Türk halkının yarısı desem daha doğru bir ifade olur. Yani bir elmanın yarısı gibi..! Evet, hepimiz Atatürk’ün çocuklarıyız. Ancak bu büyük bir ailenin içinde barınan oldukça kötü çocukların olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Baskıcı yönetim anlayışıyla yıllardır halkın dini duygularını sömüren, milli değerlerimizi, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve adaleti ve yargıyı yok etme çaba içerisine giren bu kötü çocuklar yani AKP hükümeti başarılı olduğu görülüyor. Ancak sadece mevcut hükümeti eleştirmek yanlış bir sonuca varmakla birlikte mevcut hükümete haksızlık yapılmış olunur. Çünkü bu durum 1945’ten beri gelen bir sürecin devamı niteliğinde olan ve zirveye ulaşmış bir hükümet söz konusu, Andımızı okullarda okunmasını yasaklayan ve Danıştay’ın Andımızın okunması kararını tanımayan AK Parti Genel Başkanı Erdoğan aynı zamanda Danıştay’ın Ayasofya müzesinin tekrar camiye dönüştürme kararında ise Türkiye’de hukukun üstünlüğü söz konusu oluyor. Ayasofya açışında AKP şovuna dönüşürken Ayasofya bahçesinde Atatürk’e hakaretler ediliyor ve hilafet sesleri yükseliyordu. Ancak Türkiye’nin savcılarının ve Türk basınının nerede olduğu ise hiç kimsenin bilmediği bir mesele bu…! Kimilerine göre asrın lideri, kimilerine göre ise faşist bir lider olarak anılan bir insanın yapmış olduğu bazı eylemleri ve sözlerini birkaç örnekle şöyle açıklanabilir. 
‘’Atatürk ve İsmet İnönü’ye iki ayyaşın çıkardığı yasalar deyip hakaret eden, şehitlerimize kelle diyen ve Türk askerinin başına çuval geçirerek dalga geçen Amerikan askerleri için dua eden, aynı zamanda terörist başı Abdullah Öcalan’a sayın diye hitap edecek kadar kötü bir çocuk Erdoğan!’’ 
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı açıkça çekinmeden Atatürk’ten nefret ettiğini söyleyen ve hakaret eden politikacılar ve muhafazakâr kesimden oluşan bazı AK Partili insanların mevcut hükümetin gururu olmaya devam ediyor. Tıpkı 29 Ekim 2020’de Cumhuriyet Bayramında olduğu gibi! Protestoya tahammülü olmayan bir hükümetin Anıtkabir’de Cumhuriyet Bayramı töreni sırasında bir topluluğun saygısızca Erdoğan lehine slogan atıyor olması çok manidar bir durumun olmasının dışında polislerin bu topluluğa neden müdahale etmediğini sorgulamak sanırım komik olurdu.
    Bu mücadelede kötü çocuklara karşı olan direnişimiz elbette Kurtuluş Savaşında bağımsızlığımız için milyonca kişinin hayatını kaybeden şehitlerin anısını yaşatmak ve devrimlerle inşa edilen bir ülke olan Türkiye Cumhuriyetine ve özgürlüğe sımsıkı sarılarak çocuklarımızın geleceği için Atatürk İlke ve İnkılaplarına sahip çıkmaktan geçiyor. 
Unutulmalıdır ki bizim tek dostumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarından başka kimse değil…..!
 

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.