Header Ads

EFSANEVİ ATEŞ SOLUYAN CANAVARLAR

    
    Merak uyandıran efsanevi canavarlar kadim zamanlarda gerçekten var oldular mı yoksa insanların fantastik düşüncelerden ibaret mi? Nerdeyse tüm fantastik filmlere ve kitaplara konu olan ateş soluyan Ejderhalar tarihin bir döneminde gerçekten de yaşamlarını sürdürdüler mi sorusu insanların zihinlerini meşgul eden gerçek bir problem olarak görülüyor. Dehşet verici ölümcül ve kötülüğün emsali olarak görülen Ejderhalarla ilgili filmleri nefsimizi tutarak korku dolu gözlerle ve heyecanla izliyoruz. Ya da fantastik bir dünyada çılgın kalp ritimlerimizin kontrolden çıkmasıyla öykü kitaplarının içinde kayboluyoruz. Günümüzde popüler kültürün bir parçası olan Ejderhalar aslında insanlığın içinde var olan saf kötülüğün bir yansıması olduğunu söylemek sanırım yanlış bir ifade olmaz. Bu efsanevi canavarların farklı kültürlerdeki bakış açılarını inceleyelim.
    Ejderhalardan tarihte ilk kez, onlarla ilişkilendirilen ülke olan Çin'de, M.Ö. 12. yüzyılda Çin mitolojisini anlatan kaynaklarda bahsedilmiştir. Çin efsanelerinde Ejderhalar iyi ve bilge yaratıklar olarak kabul edilmiştir. Ejderhaların Öğretileri oldukça güçlü olarak görülür. Çin mitolojisine göre uçamayan ancak denizlerde yaşayabilen, uzun ömürlü, konuşabilen ve insanlara zarar vermeyen kutsal bir varlıktır. Aynı zamanda ateşi yönetebildikleri için tüm ruhsal süreçlerde onlara özel şenlikler düzenlenmektedir. Bu şenlikler, hem ejderhalara duyulan saygıdan, hem de ruhların insanlara öğüt veren bir yerde durma isteğinden kaynaklanan bir inançtır.
    Eski Türk toplumlarında ejderhaların varlığına dair pek çok inanış bulunmaktadır. Ancak Eski Türk toplumlarının ejderha kelimesi yerine "Evren" kelimesini kullandıkları görülmektedir. Yusuf Has Hacib'in yazdığı Kutadgu Bilig kitabında Evren adlı ejderhanın birçok öyküsü bulunmaktadır. Ayrıca Türk mitolojisinde Yelbegen adlı yedi başlı ejderhadan bahsedilir. Altay Türkleri ay tutulması meselesini Yelbegen'in Ay'ı yemesiyle açıklığa kavuşturmuşlardır. Öykü kitaplarında Çin efsanelerinin aksine Türk efsanelerinde ejderhalar ölümcül ve kötü varlıklar olarak anlatılmıştır. Nehir kıyılarında ve ormanlarda yaşayan ejderhalar, Türkler tarafından köyleri yağmalayan, insanları ve hayvanları yiyen, istedikleri zaman nehirleri kurutan şeytani varlıklar olarak görülüyordu. Gök Tengricilik inancının devam ettiği dönemlerin efsanelerinde ejderhalar Türk kahramanları tarafından öldürülerek destanlara konu olmuştur.
    Antik Yunan mitolojisi de buna benzer kahramanlık öyküleriyle doludur. Efsanelere göre Antik Yunan kahramanları birçok yerde ejderhalarla karşılaşmış ve ölümcül dev solucanları öldürerek soylarını kurutmayı başarmışlardır. Ayrıca Antik Yunan toplumundan Dragon kelimesi bütün yılanlar için kullanılmıştır. Daha sonra ejderhalar adı verilen bu kelimeye dönüşmüştür. 
    Ortaçağ Avrupa'sında ejderhalara olan inancın oldukça yüksek olduğu bilinmektedir. Almanya, Fransa, İsviçre gibi ülkelerde ejderha gördüğünü iddia edenlerin sayısı azımsanamayacak kadar fazladır. Ejderhalar hakkında tıpkı Çin, Türk ve Yunan mitolojilerinde anlatılan destansı öykülerle doludur. İnsanlara türlü türlü kötülükler yapan ölümcül canavarlar olarak görülüyordu. Bu canavarlar mağaralarda yaşayan altına düşkün ve hazineleri koruyan efsanevi yaratıklardı. Ortaçağ Avrupa'sında anlatılan hikâyelerdeki kahramanlar, insanlara yaptıkları kötülüklerden dolayı ejderhalarla savaşmışlar ve bunun sonucunda tüm destansı hikâyelerde olduğu gibi bütün insanlar birleşerek bütün ejderhaları öldürmeyi başarmışlardır.
    Efsanevi kahramanların yolculuklarındaki son görevi zorlu düşmanlarla karşılaşmaktan geçer. Bu ölümcül, bilge ve zeki varlıklar olan korkutucu ejderhalarla yüzleşmektir. Hemen hemen tüm destansı öykülerin başlangıcı ve sonu aynıdır. Köylülerin arasından bir kahraman çıkar ve dev solucanı öldürerek insanları kurtarır. Aynı zamanda kurtarıcı kahramanın ödülü her zaman Kral'ın zarif ve güzel kızı olmuştur. 
    Ateş soluyan dev canavarlar yani ejderhalar gerçek mi yoksa efsane mi sorusunun cevabı sinemadan çıkan bir çiftin keyifli gülümsemesinden başka bir şey değildir. Aksi takdirde, eğer bilge, zeki, ölümcül ejderhalar gerçek olsaydı, insanlar muhtemelen Ejderhaların evcil hayvanları olurdu. Bu nedenle tüm hikâyelerin iyi bittiği söylenebilir.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.