Header Ads

SOĞUK SAVAŞIN ETKİLERİ


  

    1939 ile 1945 arasında yaşanan İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yeryüzünü kasvetli soğuğun kapladığı bir dönemdi. Arka arkaya gelen sıcak savaşların ardından gelen soğuk savaşın etkisi tüyler ürpertici bir hal aldığını gösteren emareler insanlığın endişe dolu gözlerinden okunuyor olduğu açıktı. ABD ile SSCB aralarında geçen rekabet, yeryüzündeki popüler markaların birbirleriyle olan rekabetin ötesine geçmişti. Bu öyle bir rekabetti ki dünya atmosferinin dışına kadar çıkan endişe verici bir yarışın başladığı kasvetli yıllardı. O dönemde paylaşılan dünyayı aralarında kimin hükmetmesi gerektiğini konusunda şiddetli tartışmalar yaşanırken türler arasındaki rekabet nihayet atmosfer dışına çıkarak uzaya sıçramıştı. Bir tarafta kapitalizm öncüsü Amerika diğer tarafta ise, sosyalizm başkenti Moskova vardı. Uzay çağı tansiyonu yüksek bir ortamda Güneş sisteminin gezegenleri ve uyduları keşfetme mücadelesi başlıyordu.
ABD ile SSCB ARASINDAKİ UZAY YARIŞI SSCB’nin uzay yarışına hızlı adımlar atamasının ardından Amerika’nın kültürel yapısında köklü değişiklere neden olacaktı. Böylece teknolojiye yönelik eğitim sistemi revize edilecek ve yeniden oluşturulacaktır. Kıtalararası balistik füze Sovyet R-7’nin 4 Ekim 1957’de insanlık adına ilk uzay aracını dünya yörüngesine yerleştirildiğinde kuşkusuz insanlık tarihinin en ilginç günlerinden birini yaşıyordu. Sputnik (Gezgin) adlı uydu uzaya gönderilmesi şüphesiz Amerikan hükümeti için kötü bir sürpriz olmuştu. ABD’ne göre uzay, keşfedilmeye değer ve ulaşabilecek bir sınır olarak görüyordu. Kuşkusuz bu durum Amerikan geleneklerindeki araştırmacı ruhunun bir yansımasını taşıyordu. Bu yüzden Sovyetler karşısında çok fazla zaman kaybetmeye hiçte tahammülleri yoktu. Bunun birlikte Sovyetlerin R-7 füzesi, bir nükleer bombayı Amerikan topraklarına kadar taşıyabilecek güce sahip olduğu endişesini yüreklerinde taşıyorlardı. Aslında pekte haksız sayılmazdı. Çünkü karşılarında Sosyallazim'in Kızıl ordusu vardı. Bu hiçte şakaya alınacak bir husus değildi. Beyaz Saray'ın odalarında, Amerikan Hükümeti'nin bu durum karşısında SSCB'nin birinci önceliğinin bilimden çok farklı amaçlarla hakaret etmek olduğuna dair istihbarat aldığı yönündeki endişeler konuşuluyordu. 1958’de roket mühendisi Wernher Von Braun’ın öncülüğünde Amerika kendi uydusu olan Explorer 1’i yörüngeye yerleştirmeyi başarmasının ardından Başkan Dwight D. Eisenhower devlet ajansı olarak faaliyet gösterecek olan Uluslararası Havacılık ve Uzay Ajansı NASA’yı kurdu. Buna karşın SSCB 1959’da Sovyet Uzay Programı yeni bir adım atarak Luna 2 adlı uzay sondası Ay’a doğru yolculuğa çoktan çıkmıştı. 12 Nisan 1961’de Vostok 1 uzay aracağıyla dünya yörüngesine çıkan kozmonot Yuri Gagarin, böylece uzaya çıkan ilk insan olmuştu.
Amerika ise Mercury Projesi kapsamında ilk astronotu yörüngeye göndermek için harekete geçmesi uzun sürmedi. Kapsülün testleri, NASA mühendislerinin Vostok 1 uzay aracından hem daha hafif hem de daha küçük bir kapsül geliştirmeyi başarmasının hemen ardından başladı. Ancak test uçuşlarında insanlardan önce şempanzeler kullanıldı ve son uçuş testi kozmonot Yuri Gagarin uzaya gönderilmeden önce yapıldı. 5 Mayıs 1961’de Alan Shepard uzaya çıkan ilk Amerikalı astronot oldu fakat yörüngedeki turunu tamamlayamadan atmosfere geri girmek zorunda kalmıştı. Ancak 1962’de astronot Alan Shepard aksine astronot John Glenn yörüngedeki turunu tamamlamayı başarmıştı. Uzay yarışındaki mücadelede SSCB’nin belirgin bir şekilde üstün olması Amerikan Hükümetinin canını sıkıyordu. Bu sinir bozucu durumu aşmanın tek bir yolu vardı. Amerika Başkanı John F. Kennedy'nin halkın karşısına çıkıp Apollo Projesi'ni gururla duyurmasıyla yarışın gidişatı değişmiş görünüyordu. Apollo Projesi'nin amacı, ilk Amerikalı astronotun güvenli bir şekilde Ay'a gidip geri dönmesini sağlamaktı. 1961-1964 yılları arasında NASA'nın bütçesi yüzde 500'ü göstermiş ve Ay programına 34 bin NASA ve 375.000 özel şirket çalışanı katılmıştır. Ay programı, Şubat 1967'de uçuş simülatöründe çıkan yangında üç astronotun ölümüyle ciddi şekilde kesintiye uğramış olsa da, 1968'de Apollo 8 aracı ay yörüngesine seyahat edebildi.
20 Temmuz 1969’da Apollo 11 programında Amerikalı astronotları Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins Ay görevini başarılıyla tamamlamışlardı. Neil Armstrong, ayın yüzeyine ilk ayak basan astronot olarak tarihe geçmiştir. Armstrong'un Ay'ın yüzeyine ilk ayak bastığında söylediği sözler popüler kültürün en ünlü ifadelerinden biri olmuştu. "Benim için küçük, insanlık için dev bir adım." Elbette, Amerikan astronotların Ay’a gidip gitmediği meselesi günümüzde birçok tartışmalara neden olmuştu. Ayrıca bu tarihi olayı NASA’nın kurguladığı bir tiyatrodan ibaret olduğunu inanan birçok kesim olduğunu bilmek gerekir. Hiçte azımsanmayacak kadar çok fazla insanının bu tarihi olaya inanmadığını düşünmek insana ilginç geldiği söylenebilir. Günümüzde hala dünyanın düz olduğuna inanan bir kesim olduğu düşünüldüğünde gerçekler ve saçmalıklar birbirine karışmış kör düğümden başka bir şey değildir. Amerikan astronotların Ay’a gidip gitmediği meselesi hakkında birçok teoriyi ve hipotezi bir kenara bırakıp, felsefi olarak düşünüldüğünde hiçbir insanın böyle büyük bir yalanla yaşayamayacağı gerçeği ortaya çıktığı görülüyor.
Sputnik uzay aracının 1957 yılında gönderilmesinden , ayın yüzeyine yolculuğu kadar geçen süreci Amerika önde tamamladığı söylemek abartılı bir söylem olmazdı. SSCB için Ay'a yolculuk, dört başarısız fırlatma nedeniyle askıya alınınca sona erdi. Soğuk Savaşın ardından gelen uzay yarışının sonunda, 1975 yılında Apollo-Soyuz misyonu uzaya üç astronot gönderdi ve Amerikan yapımı Apollo, Rus Soyuz'un yörüngesine kenetlendi. Her iki aracın komutanları uzayda ilk kez el sıkıştı. Bu görüntü, Amerika ve Rusya ilişkilerinin Soğuk Savaş sonrası gelişimini simgeliyordu. NASA, Apollo Projesi adı altında birçok görev gerçekleştirdi. Apollo 16, Ay yüzeyinde dolaşıp büyük ölçekte çok sayıda örnek topladıktan sonra Dünya'ya yaklaşık 100 kg ağırlığında bir Ay Taşı getirildi ve ardından gelen Apollo 17 görevi, son Ay görevi olmuştu.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.